8 Yılda ODTÜ’yü Özgür Düşünmenin Ve Yeniliklerin Beşiği Haline Getirdi
Her başarının arkasında bir kahraman vardır. Bazen onları pek tanımayız, isimlerini pek bilmeyiz. Fakat geleceğimize ışık tutması için böyle güzel insanları tanımamız, tanıtmamız yaptıklarından feyz almamız gerekmektedir. Bu yazımızda Kemal Kurdaş’ın ODTÜ’ye ve bilime katkılarını anlatacağız. Kemal Kurdaş, 1920 yılında Bursa’da dünyaya gelmiştir.1943’te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan olan Kurdaş, 14 Mart 1944 tarihinde Maliye Bakanlığı’nda Maliye Müfettiş Yardımcısı olarak görevine başladı, 1947 tarihinde ise Maliye Müfettişi oldu. 1951 yılında Maliye Müfettişi görevi itibariyle İngiltere’de bir yıl süreyle geçici görevde bulundu. Maliye Bakanlığı Hazine Genel Müdür Yardımcılığı görevine ise 1953’de atandı. Ardından 1956’da IMF’deki Görevine Başlayan Kurdaş, Türkiye’deki Bozulmuş Olan Ekonominin Düzeltilmesi Adına 1960’da Türkiye’ye Çağrıldı ve Maliye Bakanı Oldu. Bundan 1 Yıl Sonra da ODTÜ Rektörlüğüne Atandı.
Vefatının ardından Kemal Kurdaş hakkında yazdığı yazıda Hıncal Uluç şöyle diyor:
“Kurdaş’ın ODTÜ’sü kısa zamanda devrimci fikirlerin merkezi oldu. Sosyalist Fikir Kulüpleri en hızlı gelişmeyi bu kampüste yaşadılar. Sebep, demokrat rektör Kurdaş’tı.. Öğrencileriyle kardeş gibi yaşayan Kurdaş.. Her türlü fikre demokrat yaklaşan, söz hakkı tanıyan, öğrenci kulüplerini destekleyen Kurdaş.” … “İlk mezunundan bugün okuyanına kadar ODTÜ’lü, her şeyi sorgulayan, yarına dönük, bilimsel düşünen, moda deyimle ‘Hayata karşı sağlam duruşunu’ ODTÜ’yü yaratmış adam Kurdaş’a borçludur.”
Atlas dergisinin Haziran 2006 sayısında Kurdaş’ın yayınlanan röportajında şöyle diyordu:
“Ortadoğu kurulmadan önce iş adamı ya da patron, kendisiyle iş görüşmesine gelip de “Beyefendi, söylediğiniz doğru ancak bir yerde yanlışınız var” diyen, kendisini uyaran bir öğrenci tipini görmemişti. Ortadoğu çocuğunun müstakil yaratıcı düşüncesi pek çoğuna kabul edilemez bir durum gibi gelmiştir. Bu nedenle ilk 10 seneki başarısından sonra, her kesimden muazzam bir reaksiyon gördü. Ondan sonra devlet üniversiteyi kapatmak için, yıpratmak için, kendine benzetmek için uğraştı. 50 yıl yaşadı, ama belki 15-20 yılı rahat çalışabildi. Sürekli yaşama ve gelişme savaşı verdi. ODTÜ birçok ilki gerçekleştirdi ama bunlar pek bilinsin istemediler.”
Yeşil Türkiye Derneği ile alakalı şu yorumda bulunuyor: “Yeşil Türkiye Derneği peşimizi bırakmadı ve üç hafta sonra bize, diktiğimiz ağaçların yüzde 85’inin tutmayacağına ve milli serveti heba ettiğimize dair resmi bir mektup gönderdi. Çok tedirgin oldum, tam 135 bin fidan. Ya haklı çıkarlarsa?” Tabii ki söylenildiği gibi olmuyor ve ODTÜ bugünkü yeşil görüntüsüne doğru adım adım ilerliyor.