Almanya’da 80’lerden sonra artan yabancı düşmanlığına karşı, mahallelerini korumak için kurulan 36 Boys giderek büyük bir Türk sokak çetesi haline geldi. Zamanla büyük bir değişim geçiren çete bugün işsiz gençleri sokaktan çekip spora ve sanata yönlendirmeye çalışıyor.
Killa Hakan 36 boys’un hikayesini şöyle anlatıyor:
”Gurbetçi çocukların hikayesi, sokakta büyüyen çocukların hikayesi. O dönem hiçbir yere giremiyorsun, Türksen inşaatta çalış ya da fabrikada. Eğlenme hiçbir şey yapma. Bize o izni vermedikleri için, insan gibi yaşamamızı istemedikleri için bu çeteyi kurduk, 36 boys bu zincirleri kıran grup, gurbetteki insanların gücü, gurbetteki insanları kötülükten kurtaran bir grup. Tertemiz yürekli, tertemiz kalbi olan, vatandaşları için savaşan bir grup.”
Bu can sıkıcı olaylar sırasında kendini saldırılara karşı savunmak isteyen birçok sokak çetesi oluşmaya başladı. Aralarında Türk çetelerinin de bulunduğu bu oluşumlardan en kalabalık ve ünlü olanı Kreuzberg‘deki 36 Boys adlı çeteydi. Daha sonra bu çeteden adı bize hiç yabancı gelmeyen isimleri tanımaya başladık. Çoğu daha doğmadan ailesinin Almanya’ya taşınmasıyla Almanya ile tanışmış. Aile üyelerinin her biri çalıştığı için çocuklar okuldan gelir gelmez kendisini sokağa atmış. Birbirleriyle tanışan genç grupları yavaş yavaş genişlerken fikir birlikleri de ortaya çıkmaya başlamış.
1980’lerin ortalarında Neonaziler’in Almanya’da yaşayan yabancılara karşı saldırıları çoğalınca bu masum genç grupları, artık kendilerini savunmaya başlayan bir çeteye dönüşmüş. Üstelik Alman devleti tarafından da yalnız bırakılınca birbirlerine iyice kenetlenmişler. Neonazilerle kıran kırana kavgalara başlayan çete, kendisine Kreuzberg’in mektup kodu olan 36’yı seçmiş ve 36 Boys olarak kendilerini isimlendirmişler. 300’e yakın üye sayısına ulaşan çete, 1990’ların sonuna kadar Berlin’de en aktif ve en büyük çete olma özelliğine sahip. 36 Boys çetesinin varlığını simgeleyen en önemli özelliklerden biri de üyelerin duvarlara yaptığı graffitiler. Çete içerisinde bu sanatı mesleği haline getiren birkaç üye mevcut.
Almanya’nın bir numaralı Türkçe rap sanatçısı olan Killa Hakan, rap müziğine ustası Boe B’nin yanında ‘Islamic Force’ grubuyla birlikte İngilizce rap yaparak başladı. 80’li yılların sonlarında çıkan “My Melody” ve “The Whole World Is Your Home’” adlı single’lar ile kısa zamanda kült statüsüne ulaşan grup, single’ların ardından gelen ilk albüm “Mesaj”ın yeteri kadar başarılı olmaması ve günlük sorunlar yüzünden dağıldı. Grubun dağılmasından sonra üyeler sokak bataklığına gittikçe battı ve ardından ise Türk cemiyetinin kült figürü olan Boe B’nin trajik ölümü ile tüm Kreuzberg 36 şok yaşadı.
Killa Hakan ise hapisten çıktıktan sonra kendini tamamen hip hop müziğine verdi ve ilk solo albümü “Çakallar”ı 2002 yılında yayımladı. Bu ilk solo albümde yeralan şarkıların sözleri ile bir nevi kendine terapi uygulayan müzisyen, hayatını müzik formunda gözler önüne seriyordu. “Çakallar”ın başarısının üzerine sanatçı, Fuat ile 2003 senesinde beraber “Rapüstad” albümünü hazırladı. Albümde Ayaz Kaplı, Ceza, Kool Savaş, D-Flame ve Tone gibi Türkiye’nin ve Almanya’nın tanınmış isimleri konuk olarak yeralırken, albüm Alman rap medyasından tam not almayı başardı. Muzaffer Tosun
Muci lakaplı Muzaffer Tosun 1992 Berlin, 1999 Almanya, 1999 Avrupa kickboks ve 2002 Dünya, 2009 kıtalararası boks şampiyonu. Şu an kendi spor okulunda öğrencilerini çalıştırıyor ve antrenörlük yapıyor.
Tim Raue
Küçükken aynı okullarda okuduğu, aynı sokaklarda büyüdüğü Türk arkadaşlarına katılıp 36 Boys üyesi olmuş. Özellikle aile kavramını 36 Boys sayesinde öğrendiğini söyleyen Tim Raue şu an Almanya’da çok ünlü bir şef ve kendi adını taşıyan lüks bir restorana sahip.